21 Mayıs 2010 Cuma

Kalp Kırmak




Bir dal kirilirsa tekrar tutabilir.

Bir cam kirilsa belki tekrar yapıstırmak kabildir.

yapistirilir, birbirine tutturulur da yine bir seye benzer.

Bir kuşun kanadı kirilinca uçamaz zannedilir; iyilesince uçması mümkün.

Ya kalbin kirilisi, inkisara ugrayisi, bin parça oluşu,

Fakat manevi manada öyle mi?

Bir kere kirilan kalbin parçalarını hangi maharetli el birlestirebilir?

Mevlanın nazargahi olan gönüldeki inkisar,


yüzde teessürünü gösterince o gönlü almak ne kadar müsküldür artık.

Bazen bir söz, karşıdaki insanın dünyasını yıkar, harab eder.


Bazen bir bakıs öldürür insanı. Bazen de bir yüz ifadesiyle kaynar su dökülmüs gibi olur kisi

başından asağı.

'İlim ü amel ne fayda Bir gönül yıktın ise''

dediği gibi sairin, büyük bir cürümdür gönül yikis.

Hele hele hassas insanların kirilisi bambaskadır.

Böyle kisilere karşı oldukça dikkatli hareket etmek gerekir.

En küçük kirici bir söz ve hareketten kaçınmalıdır insan.

Zira gönül yarasının merhemi yoktur.

Kirilan harab olan bir gönülden yükselen feryat da kabule karindir.

Hakkın katında. Zira ''Mazlumun ahı gökyüzüne kıvılcım şeklinde yükselir.''

buyuruyor Nebiler Nebisi.

İnsan ne kadar sert mizaçlı olursa olsun, eğer dikkat ederse

gönül yıkmadan, kalb kırmadan, bir ömür sürebilir.

Hiçbir zaman ''Tabiatini, huyum'' diyerek atamaz bu vebali üzerinden.

Zira yapılan hareketlerde Mevla'ya karsi sorumlulugunu unutmamalı insan.

Ve hesap vereceğini...

İste sert ve hasin mizaçlı, celadetli bir zat olan Ömer bin

Hattab'ın sözü: '

'Ey Kabe! Seni bin kere yıksam tekrar yapabilirim.

Fakat kirilan bir kalbi asla!..''


Ve Ahmed Yesevî hazretlerinin buyurduğu gibi:

“Kâfir bile olsa hiç kimsenin kalbini kirma! Kalb kirmak Allah ü teâlâyı incitmek

demektir.”

Rabbim(c.c.) cümlemizi kalb kırmaktan korusun inşaAllah…Amin.

2 Mayıs 2010 Pazar

Eğilerek Yükselmenin Adıdır NAMAZ




Her namaz;
Bir yenilenme hareketidir.
Bir dostluk simgesidir.
Samimiyetin bir göstergesidir.
Rabb’le irtibata geçişin en hassas ve en ciddi noktasıdır.
O’nunla yapılan ve asla aksaklık göstermeyen en uzun boylu randevudur…


Hesap günü ilk sualin namaz’dan sorulacağı malumumuzdur.
Şu halde her zaman için öncelememiz/öncelik vermemiz gereken vakıa namaz’dır.
Nasıl ki sosyal hayat kurallarından birisi de önemli işleri öne almak ve titizlikle olması gerekeni yapmaksa;
Namaz da bu kabildendir hatta daha önemlidir.


Namazımızla varız ve namazımızla anlam bulacağız.
Kalp de dahil bütün vücut azalarımızın itaate durduğu Rabbani bir tavırdır namaz.
İnsanların ’a olan İslam’a olan
Samimiyetlerini, bağlılıklarını öğrenmek ya da ölçmek istiyorsanız;
Size en sağlıklı istatikî bilgiyi namazları verecektir.
Eğer bir müslümanın namazı uzunsa ,ona güvenebilirsiniz;
Onunla dost olabilirsiniz.
Rüku ve secdede fazla duranlara dikkat edin.


Çünkü;
Onlar, Rablerinden ayrılmak istemeyenlerdir.
Onlar, ibadetin, itaatin ulvi tadına erebilenlerdir.
Onlar, Rablerini gerçek manada sevebilenlerdir.
Onlar, “elestü birabbikum”a dikkat kesilenlerdir.
Onlar, namazla dirilişin, namazla direnişin sembol şahsiyetleridir.


Hayatımızı çepeçevre kuşatan pisliklerden ve çirkinliklerden arınmamız için namazın hakkını vermemiz gerekiyor.


Eğilerek yükselmenin adıdır, namaz.
Günde beş kez, zamanı temizlemenin tadıdır, namaz.
Sözün değil, özün ispat mekanıdır, namaz.
Kulluğun en şerefli ve en değerli çizgisidir, namaz.


Namazı hakkıyla ikame edip, hayatı bu nurlu ibadetle şekillendirip,
İslam’ı yüreklerine hakim kılabilenler safında olmak temennisiyle…

www.ravzagul.com