6 Ağustos 2011 Cumartesi

Bir Aylık Manevi Eğitim Kampı: Ramazan






Bir Aylık Manevi Eğitim Kampı: Ramazan



"Ramazan, hayatın anlamını buharlaştıran zaaflarımızdan bir aylık eğitim kampı ile kurtulma, ruhumuzda biriken kirlerden arınma, ayak bağlarımızdan kurtulma ayıdır."

Bir Aylık Manevi Eğitim Kampı: Ramazan
Fevzi Zülaloğlu / Haksöz Dergisi
"Kur'an, insanoğluna bir rehber, bu rehberliğin apaçık bir delili ve doğruyu yanlıştan ayırt edici bir ölçü olarak (ilk defa) Ramazan ayında indirilmiştir. Bundan dolayı sizden kim bu aya erişirse onu baştan başa oruçla geçirsin..." (Bakara, 2/185)
Bir istiâze ayıdır Ramazan, ve yine, yeniden besmele ayı...
Tüm insan ve cin şeytanlarından âlemlerin rabbi olan Allah'a sığınarak bize orta yolun değişmez ölçülerini öğreten, kullarına karşı son derece merhametli, şefkatli, yol gösterici olan Rabbimizin adı ile yeni bir başlangıç yapma ayıdır.
Bir hamd etme ayıdır Ramazan; ve şükretme ayı...
Ramazan orucu, yarattıklarına karşı merhametli, şefkatli olan Yüce Allah'ın esenlik çağrısına bir şükür ifadesi olarak beyan edilmiştir. İslam ümmeti oruçla ve Kur'an'la anılan Ramazan ayını, diğer aylardan farklı telakki etmiş, çeşitli etkinlikler yapmış, ibadetleri -Allah'a yakınlık kurma vesilelerini- artırarak onu ihya etmeye çalışmıştır.
Değil mi ki hamdü senalar/bütün sâfıyane övgüler, rabliğini vahiy göstererek ispat eden, şefkat ve merhametinin, adaletinin bir tezahürü olarak kullarını vahiyle terbiye eden Allah'a yakışır? Öyleyse bizi Ramazan'a eriştirdiği için Rabbimize hamd edelim, şükredelim; hamdin ve şükrün bin bir yolunu bulup ateşin bağrından suyu çekip çıkarır gibi çıkaralım.
Ramazan Kur'an'ın nuru ile aklımızı yeniden inşa etme ayıdır; ve bir zikrullah ayı...
Ramazan; unuttuklarımızı hatırlama, küllenen değerleri yeniden ihya etme, hakikatin üzerindeki toz bulutlanın kaldırarak iman davasını açık etme, şeffaf bir şekilde insanlığın önüne koyma ayıdır.
Ramazan, hayatın anlamını buharlaştıran zaaflarımızdan bir aylık eğitim kampı ile kurtulma, ruhumuzda biriken kirlerden arınma, ayak bağlarımızdan kurtulma ayıdır.
Bir ilim ayıdır Ramazan; ve bir hilm ayı...
Duygu ve düşüncelerini aklın denetimine verme becerisi bulunmayan cahiliyyenin aksine el-ilm; ilahî vahyin sağladığı imkanlarla kendimizi, duygularımızı denetleyip kontrollü hareket etme bilgisini temsil eder. Hilm ise bu sahih bilgi temelinde yükselen bir bilinçle ne zaman nerede ve nasıl hareket edeceğimizi doğru bir zemine oturtmaktır.
Ramazan, cehlin ve cahiliyyenin karanlığından kurtulup hilmin aydınlığına, vahyin nuruna kavuşmaktır. Ramazan tepkisellikten kurtulmamız, daha denetimli davranışlara, kamil insan olmaya yarayan eğitim olanaklarına kavuşmamız için bağrında nice imkanlar taşır.
Bir takva ayıdır Ramazan; ve fucurdan kurtuluş ayı...
Oruç nefislerimizdeki takvaya güç verecek bir tür manevi güç kaynağı işlevi görür.1 Bu anlamda şeytanlara karşı manevi eğitim kampına girdiğimiz Ramazan ayı, kendimizi ve toplumu bir tür anti-virüs programı olan "takva" ile yeniden formatlama ayıdır.
Ramazan nefsin köleliğinden Allah'a imanın sağladığı bitimsiz özgürlüğe, ebedî hürriyete yelken açmaktır.
Öz benliklerimizde taşıdığımız şeytani eğilimlerin mutlaka denetim altına alınması gerekmektedir. Bu, dünya sınavını kazanabilmemiz için şarttır. Şu dünya hayatında şeytanlar binlerce yol deneyerek bizi Allah'a karşı sorumluluklarımızı ifa etmekten alıkoymaya çalışmaktadırlar. Bu güçlü çağrılara ciddi bir direniş göstermezsek Allah korusun ayağımız kayabilir, farkında olmadan yoldan çıkabiliriz.
Bu nedenle bizi Allah'ın rızasını elde etmekten alıkoymaya çalışan şeytanlara karşı koyabilmek için ciddi bir manevi donanıma, güçlü bir şahsiyete sahip olmamız gerekmektedir. İfrata ve tefrite saptırmayan bir mutedil arınma usulü olan itikaf, bize, şeytanların günaha yaptıkları karşı konulamaz çağrılarına direnme gücü kazandıracaktır. Şer odakları ile olan mücadelemiz için, daha donanımlı olmak zorundayız.
Bir i'sar ayıdır Ramazan; ve bir empati ayı...
Ramazan insanlarla ilgilenme, ihtiyaçlarını giderme fırsatlarını bağrında taşıdığı için mü'minlerin çevresiyle irtibatı, dayanışması ve iletişimi zirveye çıkar.
Ramazan, yoksulun-fakirin halini yaşayarak öğrenme, hissetme, onların derdine derman olma ayıdır.
Bir tevhid ayıdır Ramazan; ve bir günahlardan arınma ayı...
Oruç, ibadetler içinde tevhide en yakın olanıdır. Çünkü içinde riyayı barındırmayan bir ibadet olan oruç Ramazan'da coşar, şaha kalkar. Gösterişle kirlenmeyen, değeri sıfırlanmayan bir ibadet ise kişiyi günahlardan arındırır, tertemiz kılar.
Yağmur nasıl son baharda toprağı tozdan arındırırsa Ramazan'da girdiğimiz manevi havanın tesir gücü de bizi nefsimizde biriken günah kirlerinden arındırır.
Bir vahdet ayıdır Ramazan; ve bir safvet ayı...
Ramazan ümmetin ortak kalbidir. Aynı anda aynı heyecanla dünyanın dört bir yanında oruç tutmak, iftar ve sahura kalkmak, teravih namazı kılmak Müslümanlarla aramızda kendiliğinden urvetu'l-vuska/kopmaz bir bağ oluşturur.
Ve Ramazan saflaşmaktır; yaptığımız ibadetlerle günahlardan kurtularak yüklerimizden kurtulup hafiflemektir.
Bir i'tikaf ayıdır Ramazan; ve bir muhasebe ayı...
Ramazan i'tikafı kalbinde taşıyan tek aydır. Yılda en az bir defa, özellikle Ramazan ayında itikafa girerek bu tevhid geleneğini hayatı boyunca sürdüren Peygamberimizin sünnetini ihya etmemiz gerekmektedir. Ve hayatı itikaf/ Allah'a adanmışlık şuuru ile yaşamamız lazımdır. Ama hayattan kopmadan, hayata hazırlanmak için...
Ramazan, hayatın amacının ibadet olduğunu hatırlamak için bir fırsattır; iki alan fikri ile hayatın bir kısmından Yaratıcıyı kovmak, İslam'ın değerlerinden yalıtmak isteyenlere sessiz ve derinden bir cevaptır.
Ramazan'da yoğun olarak yapılan salih amellere Şevval'de de devam etmek lazımdır. Ramazan ile Şevval'in kardeşliği, iman ile amelin bütünlüğü, ahiret ile dünya arasında kurulması gereken denge, seküler hesaplara kurban edilmemelidir.
Tüm Müslüman coğrafyalarda yaşayan mü'minlerde aynı anda gelişen dini-manevi duyarlılıkları hamaset edebiyatı ile geçiştirmemiz mümkün değildir. Ancak Ramazan'da müslümanca duyarlılıklar geliştirenlerin Şevval'de gavurca bir tutum içine girmelerinin bir çelişki doğurduğunu da hatırlatmak zorundayız.
Bir ibadet ayıdır Ramazan; ve salat, oruç, infak, zekat ayı...
Ramazan İslam ümmeti ve onun kutlu elçisi, vahyin başöğretmeni, uygulamalı öğreticisi, beyan edicisi, şahidi/tanığı, usvetun hasenesi/en güzel örneği-modeli olan Peygamberimiz Hz. Muhammed (s) ve onun ümmeti için Allah'tan salat dileme ayıdır.
Ramazan Allah'ın rızasını kazanma anlamında başarıya götüren desteğini talep etme, hakkın ve adaletin şahidi İslam ümmetini yeniden inşa etmek için izin isteme, kaybettiğimiz vahiy nimetiyle yeniden yücelmek için gönülden yalvarma ayıdır.
Ramazan oruç tutmaktır, oruç ise insani bir seçimdir. Hayvanlar da aç kalırlar, ama sadece insan özgür iradesiyle bunu bir ibadete dönüştürür. Çünkü hiçbir mecburiyet olmadığı halde, dünyevi bir yaptırım içermediği halde oruç, takva amacını gerçekleştirir.
İrade eğitimi ile oruç, kendi kendini denetleyerek nefsi tekamüle eriştirmeyi öğretir; nefs-i emmâre'den kurtulup nefs-i mutmainne'ye ulaşmaya katkı sağlar.
Bu ayda orucun da tesiriyle kalplerde oluşan manevi güç kaynağından beslenen müminler, daha çok namaz kılar, Kur'an okur, fakir-fukaraya karşı sorumluluklarını daha içtenlikti olarak yaparlar.2
Ramazan bir fıtrat ayıdır; ve bir sadaka-i fıtr ayı...
Ramazan sadaka ile sadakati gösterme ayıdır. Fıtr sadakasının temsil ettiği hikmetli muhteva ile geçmiş sadakatimizin aksayan yanlarını onarmakta, gelecekteki sadakatimizi fiilî teminat altında almaktayız.
En seküler toplumlarda bile Müslümanların Ramazan ayı ile birlikte takdire şayan işler yapmaları bundandır.
Bir cihad ayıdır Ramazan; ve bir kıyam ayı...
Gönüllerin şeytanlarca talan edildiği ve ümmetimizi yeniden inşa edeceğimiz coğrafyamızın bir çok bölgesinin emperyalistlerce işgal altında tutulduğu Ramazan'da, zalimlere karşı neler yapmamız gerektiğim yeniden düşünmemiz, yeniden diriliş için gereken mücadelenin muhasebesini, planını yapmamız gerekmektedir.
Ramazan'da kazandığımız imkanları geliştirdiğimiz ve sürdürdüğümüz oranda iç ve dış şeytanlara karşı elde ettiğimiz zaferi sürekli kılabiliriz. Yoksa Allah yolundaki kazanımlarımızın beleş mirasçısı olmak, amellerimizin değerini sıfırlamak için her köşe başında çeşitli tuzaklar kuran cin ve insan şeytanları pusuya yatmıştır, rehavete kapılıp bu gerçeği unutmamalıyız. Diri bir şuur ve uyanık bir kalp ile hayatı yaşadığımızda, her günümüzü Ramazan'a, her gecemizi Kadir gecesine benzetmek mümkün olabilecektir.
Bir muhasebe imkanıdır Ramazan; ve bir murakabe olanağı...
Ramazan, anlamını yitiren ibadetlerimize, dinimizin şiarı olan salih amellerimize gerçek değerini yeniden kazandırmak için bağrında taşıdığı bereketlerle kendisine doğru koşmak isteyenlere kollarını açmıştır.
Ramazan, geçmişi değerlendirmek, ferdî ve ümmet ekseninde muhasebe, bir yıllık manevi tekamül planları için çevremizle istişare müzakeresi yapmaktır.
Bir muhasebe ve yeniden arınma ayı olarak Ramazanla imtihan edilirken duruşumuzu yeniden ayarlamalı, iç ve dış şeytanlara/tağutlara/zalimlere karşı esas duruşumuzu bozmamalıyız.
Bir felah ayıdır Ramazan; ve ateşlerde yanarak ateşten kurtulma ayı...
Ramazan, açlığın susuzluğun, mahrumiyetin ateşinde kavrularak, cehennem ateşinden kurtuluş, iftarlarda zemzeme, ahirette cennete kavuşma ayıdır.
Kızgın güneş altında yanan taşların üzerinde yalın ayak yürümektir Ramazan. Bu yürüyüş, bize zorluklara karşı tahammül gücü kazandıracak, bir aylık eğitimle on bir ayın sıkıntılarına karşı göğüs germeyi öğretecektir.
Ve Ramazan inceltmek için demiri, ateşin bağrında demiri dövmektir.3
Bir selam, ayıdır Ramazan; ve yeryüzündeki tüm canlılara selamı yayma ayı...
Ramazan, Kur'an ile kendimizi, çevremizi yeniden selamlamak ve Allah'ın selamı ile selamlanmayı hak etme ayıdır.
Sekineyi bağrında taşıyan Kur'an ile yürüyüş ayıdır Ramazan; ve yürüyen Kur'anlar olma çabası...
Ramazan yürüyen Kur'an'lar olarak yeryüzünde melekleri imrendiren onurlu eylemlere imza atmak, Kur'an'ı tüm hücrelerimizde hissederek, gönüllerimizde duyumsayarak onu ahlak edinmek için yeni bir başlangıç yapma fırsatıdır...
Kadir Gecesi'ni bağrında taşıyan Ramazan, Kur'an şehrinde gezinmek, bizi yere bağlayan ayak bağlarından kurtulup Allah'ın ipi ile göklere uzanmaktır.
Bir zafer ayıdır Ramazan; ve bir bayram muştusu...
Bitişi ile hem hüznü hem sevinci birlikte yaşatır Ramazan. Şeytana ve şeytani dürtülere karşı koyma becerisi kazandığımız için bayramı hak ediyor, zaferimizi ve kazanımlarımızı tüm ümmet olarak kitlesel bir coşkuyla birlikte kutluyoruz, bitişiyle de içimiz burkularak hüzünleniyoruz.
Bir şölen ve şeytani eğlenceler ayı olmayıp, bir tefekkür ve tezkiye ayı olan Ramazan; oruçla beraber kendini tutmaktır. Oruç tutmak kendini tutmaktır; kendini tutmak 'insan' olmaktır. Bu da bayramı hak edişi getirir.
Ömrünüz Ramazan gibi bereketli, ahiretiniz bayram gibi neşeli olsun!
------------------
Dipnotlar:
1- Oruç, takvanın manevi güç kaynağıdır: "Ey imana emiş olanlar! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı, ki muttaki olasınız/Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincine varasınız." (Bakara, 2/183)
2- "Bunun içindir ki, (ey Peygamber, bundan sonra artık) onların mallarından Allah için sundukları şeyleri kabul et, ki belki bunu yapmakla onların salah bulmalarına, arınmalarına ön ayak olursun. Ve onlar için dua et; çünkü senin duan onlar için bir huzur (vesilesi) olacaktır. (Ve bütün bunların üstünde bil ki,) Allah her şeyin, herkesin özünü bilen mutlak bilgi sahibi olarak olup-biten her şeyi işitmektedir." (Tevbe Sûresi, 9/103)
3- Elmalılı Hamdı Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, I. Cilt, sh. 531.
KAYNAK: HAKSÖZ DERGİSİ / SAYI: 198 / EYLÜL 2007

Ramazan Ayinin Özellikleri


Ramazan Ayinin Özellikleri
Ibadetler belirli vakitlerde yapilir. Farz olan orucun vakti Ramazan ayidir. Ramazan ayinin dinimizde büyük bir önemi ve diger aylar arasinda seçkin bir yeri vardir. Bu sebeple oruç konusuna geçmeden önce Ramazan ayinin tasidigi özellikler hakkinda bilgi vermek yararli olacaktir. Bu özellikler kisaca sunlardir:
1- Insanligi karanliklardan çikarip aydinliga kavusturan Rabbimizin son mesaji Yüce kitabimiz Kur'an-i Kerim, bu ayda yeryüzüne inmeye baslamis ve böylece insanlik için yepyeni ve mutlu bir dönem baslamistir. Bu gerçek, Kur'an-i Kerim'de söyle bildirilmistir:
"Ramazan ayi ki onda Kur'an, insanlara yol gösterici ve dogruyu yanlistan ayirici belgeler olarak indirildi."
Kur'an-i Kerim Ramazan ayinda inmeye basladigi için bu ay, bir anlamda Kur'an ayidir. Kur'an-i Kerimi Peygamberimize getiren büyük melek Cebrail, her yil Ramazan ayinda Peygamberimize gelir ve o güne kadar nazil olan Kur'an ayetlerini karsilikli olarak birbirlerine okurlardi. Peygamberimizin bu dünyadan göçtügü yilin Ramazaninda bu durum, son olarak ve iki defa gerçeklesmistir.
Ramazan ayinda camilerimizde ve evlerde okunan ve cemaatin büyük bir manevi zevk ve husû içinde dinledigi mukabele ve Kur'an hatimleri Cebrail ile Peygamberimiz arasinda yapilan mukabelenin devam ettirilmesidir.
Bu vesile ile Kur'an okumanin fazileti ve manasini anlamaya çalismanin önemini belirtmekte fayda vardir.
Kur'an okumak ve okunan Kur'an'i dinlemek sevabi çok olan bir ibadettir.
Peygamber Efendimiz:
"Kim Allah'in kitabi Kur'an'dan bir harf okursa onun için bir sevap vardir. Her sevabin karsiligi da on kat verilecektir" buyurarak Kur'an okuyanlara verilecek sevabin miktarini belirtmis, ayrica Kur'an-i Kerim'in okuyucularina sefaat edecegi Peygamberimiz tarafindan bildirilmistir. Söyle buyuruyor:
"Kiyamet günü oruç ve Kur'an kul'a sefaatçi olurlar. Oruç:
- Ya Rabbi, ben onu gündüzleri yemekten ve zevklerinden alikoydum. Simdi beni ona sefaatçi kil, der. Kur'an:
- Ya Rabbi, ben onu gece uykusundan alikoydum. Simdi beni ona sefaatçi kil, der.
Her ikisi de sefaat ederler."
Kur'an-i Kerim, insanligin kurtulusu için gönderilen son ilâhî mesajdir. Onu okumak ibadettir. Ancak sadece okumak yeterli degildir. Müslümanin asil görevi, Kur'an'i okuyup manasini anlamaya çalismak ve onun gösterdigi nurlu yoldan yürümektir.
Kur'an-i Kerim'in gönderilisindeki sebeb ve hikmeti, yine Kur'an'dan ögreniyoruz.
Yüce Allah söyle buyuruyor:
"Ey Muhammed! Sana bu mübârek kitabi (Kur'an'i) ayetlerini düsünsünler ve akli olanlar ögüt alsinlar diye indirdik." 2. Âlemlere rahmet olarak gönderilen, yaratilmislarin en faziletlisi, Allah'in en sevgili kulu, son peygamber, Hz. Muhammed Aleyhisselâm'a peygamberlik görevi bu ayda verilmistir. Mekke yakinlarindaki Hira magarasinda "oku" emri ile baslayan ilk Kur'an ayetlerini Hz. Muhammed'e teblig eden büyük melek Cebrail (a.s.) daha sonra ona "Sen Allah'in Rasûlüsün (Peygamberisin) ben de Cebrailim" diye hitap ederek onun insanligin kurtulusu için peygamber olarak görevlendirildigini bildirdi. Hz. Muhammed (s.a.s.)'in bu kutsal göreve baslamasi ile karanliklar içinde bocalayan insanlik için nurlu bir ufuk açildi. Onun kalplere yerlestirdigi iman isigi sayesinde cehaletin yerini ilim, zulmün yerini hak ve adalet, kin ve düsmanligin yerini insan sevgisi aldi ve gerçek anlamda huzur ve kardesligin temelleri atildi.
3. Bin aydan daha hayirli oldugu Kur'an-i Kerim'de bildirilen ve mü'minlere Allah'in en büyük lütuf ve ikramlarindan biri olan "Kadir Gecesi" de bu ayin içindedir.
Bu gece, müslümanlarin iyi degerlendirmesi gereken büyük bir firsattir.
4. Islâm'in bes sartindan biri olan, insani nefsinin asiri arzularindan ve maddî ihtiraslardan kurtarip yücelten ve âdeta meleklestiren oruç ibadeti, bu aya tahsis edilmistir.
Ramazan gecelerinde cemaatin büyük bir cosku ile kildigi teravih namazi da bu aya mahsus bir ibadettir. Oruçlunun derin bir huzur ve manevî zevk duydugu sahur ve iftar sofralari da bu aya ayri bir anlam kazandiran özelliklerdir.
Iste böyle özellikler ve manevî güzelliklerle dolu mübârek Ramazan ayi, mü'minler için manevî degeri çok büyük bir rahmet mevsimidir. Bu ayi, Yüce Rabbimize ibadet ederek ve insanlara iyilik yaparak degerlendirdigimiz takdirde kazancimiz büyük olacak ve ebedî saadetin kapilari bize açilacaktir. Bu ayi, "Evveli rahmet, ortasi magfiret, (günahlarin bagislanmasi) sonu da cehennemden kurtulus" olarak nitelendiren Peygamberimiz, ayrica mü'minlere su müjdeyi veriyor:
"Ramazan ayi gelince; cennet kapilari açilir, cehennem kapilari kapanir ve seytanlar kösteklenir."
Bu hadis-i serifin ifade ettigi bir mânâ da sudur: Ramazanda kendisini cennete götürecek iyi isler yapan mü'mine cennetin kapilari açilmis, cehenneme götürecek kötülüklerden sakindigi için de cehennem kapilari ona kapanmis demektir. Oruç sayesinde nefsine hakim olup seytana uymadigi için de seytani etkisiz hale getirmis olur.
Esasen Ramazan kelimesinin sözlük anlami da, oruçlunun günahlardan arinacagini ifade etmektedir.
Söyle ki:
Ramazan; yaz aylarinin sonunda ve güz mevsiminin basinda yagan ve yerdeki tozlari temizliyen yagmur anlamindadir. Bu yagmur, nasil yeryüzünü yikayip tozlardan temizliyorsa, Ramazan ayi da mü'minleri günahlardan öylece temizler.
Diger bir anlami da yanmaktir. Buna göre Ramazan ayi oruçlunun günahlarini yakarak yok eder demektir.
Her iki mânânin birlestigi nokta; oruçlunun bu ayda günâhlardan arinacak olmasidir.