Kimsesizlerin Vekili!
Ey terbiye eden Rab!
Ey âlemlerin Rabbi!
Ey benim Rabbim!
Sen ki, yetim bulup barındıran Rahim’sin!
Sen ki; kalpleri kudret elinde tutan Kadir’sin!
Sen ki; kalpleri evirip çeviren Mukallib’sin!
İsim ve sıfatlarınla yüreğimden öyle bir yakala ki, senden gayrisine baktırma Rabbim.
Güzelliğinle öyle kuşat, öyle kuşat ki çirkinliklerin peşinden gidemez olsun Rabbim!
Öyle sev öyle sevdir, öyle sevdir ki, zehirli sevgileri tanımaz olsun Rabbim!
Ey mutlak bağış ve af sahibi olan Ğafur!
Ey tüm günahları sınırsız af ve bağışıyla tekrar tekrar affeden Ğaffar!
Ey sonsuz lütfü ve hilmiyle günahlarımızı azarlamadan başa kalkmadan affeden Ğafir. Bizleri affet!
Ey hesap gününde hataları affedeceğini umduğum tek zat!
Ey sınırsız rahmet sahibi olan yüceler yücesi. Bizleri affet!
Ey Zekiyy, Mutahhir olan Kuddus. Bizleri affet!
Ancak iman etmeyenler ümit kesermiş rahmetinden. Umut çiçeklerini soldurmadım hiçbir vakit. Rahman isminin tecellisiyle örttüm yüreğimi. Hafiz ismine emanet ettim korumaya gücüm yok kendimi. Şahit ol ki ben yalnız sana iman ettim.
Gözyaşlarıma tutunup affına geldim. Kabulün müdür Rabbim?
Kimsesizim. Kimsesizliğimle sana geldim. Şanına yemin ederim ki kimsem de olsa; yine sana, yalnız sana, hep sana gelirdim.
Kul olabildiğim anları topladım göğsünden zamanın. Zayi ettiğim anların hüsranıyla sana geldim.
“onlar hayvan gibidirler beklide daha aşağı” beyanınla titredim nice vakit. İnsan kalabilen yanımla sana geldim.
Seni unutmanın utancı, senin unutmayacağın müjdesiyle sana geldim.
Senin için olmayan gözyaşlarının çirkinliğidir yanaklarımdan akan. En zayıf halimle sana geldim.
Sana adanmayan nice sözler savurdu dudaklarım havaya. Çürüyen dilim gün geçtikçe ağırlaşıyor ağzımda. Dilimle ettiklerimin kefareti olsun diye sesimi dilsizlere infak ettim. İşte sana suskunluğumla geldim Rabbim.
Ardımda bıraktım senden gayri ne varsa.
Yüreğimi yanıma alıp geldim.
Ey terbiye eden Rab!
Ey âlemlerin Rabbi!
Ey benim Rabbim!
Sen ki, yetim bulup barındıran Rahim’sin!
Sen ki; kalpleri kudret elinde tutan Kadir’sin!
Sen ki; kalpleri evirip çeviren Mukallib’sin!
İsim ve sıfatlarınla yüreğimden öyle bir yakala ki, senden gayrisine baktırma Rabbim.
Güzelliğinle öyle kuşat, öyle kuşat ki çirkinliklerin peşinden gidemez olsun Rabbim!
Öyle sev öyle sevdir, öyle sevdir ki, zehirli sevgileri tanımaz olsun Rabbim!
Ey mutlak bağış ve af sahibi olan Ğafur!
Ey tüm günahları sınırsız af ve bağışıyla tekrar tekrar affeden Ğaffar!
Ey sonsuz lütfü ve hilmiyle günahlarımızı azarlamadan başa kalkmadan affeden Ğafir. Bizleri affet!
Ey hesap gününde hataları affedeceğini umduğum tek zat!
Ey sınırsız rahmet sahibi olan yüceler yücesi. Bizleri affet!
Ey Zekiyy, Mutahhir olan Kuddus. Bizleri affet!
Ancak iman etmeyenler ümit kesermiş rahmetinden. Umut çiçeklerini soldurmadım hiçbir vakit. Rahman isminin tecellisiyle örttüm yüreğimi. Hafiz ismine emanet ettim korumaya gücüm yok kendimi. Şahit ol ki ben yalnız sana iman ettim.
Gözyaşlarıma tutunup affına geldim. Kabulün müdür Rabbim?
Kimsesizim. Kimsesizliğimle sana geldim. Şanına yemin ederim ki kimsem de olsa; yine sana, yalnız sana, hep sana gelirdim.
Kul olabildiğim anları topladım göğsünden zamanın. Zayi ettiğim anların hüsranıyla sana geldim.
“onlar hayvan gibidirler beklide daha aşağı” beyanınla titredim nice vakit. İnsan kalabilen yanımla sana geldim.
Seni unutmanın utancı, senin unutmayacağın müjdesiyle sana geldim.
Senin için olmayan gözyaşlarının çirkinliğidir yanaklarımdan akan. En zayıf halimle sana geldim.
Sana adanmayan nice sözler savurdu dudaklarım havaya. Çürüyen dilim gün geçtikçe ağırlaşıyor ağzımda. Dilimle ettiklerimin kefareti olsun diye sesimi dilsizlere infak ettim. İşte sana suskunluğumla geldim Rabbim.
Ardımda bıraktım senden gayri ne varsa.
Yüreğimi yanıma alıp geldim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder