Çok büyük,çünkü O'nu çok sevdi de,onun için çok büyük.
Sıdkında,sadakatında,asla ihanet etmedi onun için!
Fahr-i Kainat birgün minberde konuşuyorlardı.
Gözleri birini arıyordu,arıyordu ama göremiyordu.
Ebubekir (r.a) hep rahmetin olduğu yerlerde sıkıntının olduğu yerlerde,öndeydi.
Ama biri bir şey mi dağıtacak,gerilerdeydi?Görünmemek,uzakta kalmak...
Kenarda durmak,büyük tasavvuf erbabının hayatları boyunca terennüm ettikleri şey.
Halkın içinde olmak,o an halkla olabilmek.
Sıddık öyleydi.
Allah Resulu onu görememişti ve birden sordu:
''Ebubekir (r.a), Ebubekir (r.a)! Nerdesin?''
''Lebbeyk!'' diyordu.
''Buradayım Ey Allah'ın Resulu!''
Fahr-i Kainat bakıyor ve Ebubekir Sıddık'a diyordu ki:
''Biraz önce Cebrail (a.s) bana geldi, dedi ki:
' Ey Muhammed (s.a.v)!Senin ümmetinde senden sonra en büyük mü'min Ebubekir (r.a) dir.
'Seni görmek istedim de....''
Medine-i Münevvere yerinden sarsılıyordu.
Medine-i Münevvere Sevgilinin sevdiğini seviyordu. Sevgili'yi seveni seviyordu.
Bir başka seferinde Allah Resulü şöyle buyurmuştu:
''Şayet ben özel bir dost edinseydim,halvette bir dost edinseydim,
Ebubekir (r.a)'i dost edinirdim.Lakin din kardeşliği var...''
Nebiler serverinin dostu,o manadaki dostu,halvet dostu ancak Allah(C.C.) olabilirdi...
Medine-i Münevvere sıddık ile tanışıyordu.Dün Mekke tanımıştı onu...
Medine-i Münevvere'nin yeni mü'minleri hicret eden bir Ebubekir (r.a) buluyorlardı.
Fahr-i Kainatın yanıbaşında...
Nihat Hatipoğlu - Dört Halife
Çok büyük Mümin Hz. Ebubekir'den (Allah ondan razı olsun)bahseden bu güzel bloğunuzu büyük bir keyifle ve zevk alarak okudum. Allah sizden de razı olsun!
YanıtlaSilçok güzel bir yazı rabbim şefaatlarına nail eylesin
YanıtlaSilHz. Ebubekir'den baseden yazınızı tekrar tekrar okudum emeğinize sağlık.semiha
YanıtlaSil