7 Aralık 2009 Pazartesi

Bismihi ALLAH’ım,


Gecelerden bir gece arıyorum senden muştular getiren…
Bir sır düşür yüreğime Rabbim, ayaklandır damarlarımdaki donuk kanı.
Güzel dualar adına, ırmağının akışına kat beni.
Yatsı ezanı okunurken bir vav gibi eğileyim, büküleyim senin dergâhında.
Bir elif gibi dimdik , bir mim gibi mesrur, dizileyim sana gelen yollara.
Sen şüphesiz her şeyi bilen, görensin.
Bir damlayı can eyleyen, bir saatin kadranına sıkıştırılmış zamanı, an eyleyensin.
Mekân ve zaman senin için anlamsız.
Kapına geleni şan eyleyensin.
” Bî vefadır dar-ı dünya kimseyi şad eylemez “ denen dünyayı han eyleyensin.
Geldik gidiyoruz diyen bir nakaratız hayatın feracesinde.
An be an beklenen güzel ölümü gözlerimize nihân eyleyensin.
Buz tutmuş gecelerin ayazında senden gelecek nurdan ışıklar beklemedeyim..
Güneşi seherde tan, kainata vatan eyleyensin...
İnkara düşmüş yürekleri, sıkıp sûzan eyleyensin.
Dilediğini o an gerçek kılansın.
Gördüğüm bütün güzelliklerin kusursuzluğu karşısında ürperiyorum.
Beni sana yakın eyle ALLAHım...
Halimi ahvalimi sana arz etmeye, sana gelmeye bir gece arıyorum…
Gecelerden bir gece arıyorum senden muştular getiren…
Nasip eyle ALLAH’ım, o geceye düşür beni…


Ey Sevgili, En Sevgili, ALLAH’ım,


Bir iz düşür yüreğime Ey Sevgili, beni sevdiklerine kat, bir iz düşür yüreğime.
Sen ki, dilediğini veli, dilediğini âli eyleyensin.
Kendimden sana iltica ettim ALLAHım.
Ağyar ve masivanın elem ve kederinden sana sığındım.
Senin mücerret nasihatin, cehaletimin azgın ellerinde,müşahhas acılara dönüştü. Emirlerini unutan hıfzım bana eza ve ceza getirdi.
Bin musibet belgeli yüreğimin kuytularında.
İbadet ve taat ile neşveli olmayan yürekleri har, sana gelen yollarda gezinmeyeni zar eyleyensin.
Heva- hevesine düşeni bîzâr eyleyensin.
Şükür ve hamd çiçeklerini demet demet sunuyorum kapına.
Kabul buyur ALLAH’ım.
Eksiklerim, yarımlarım, günahlarım var.
Huzurundayım ve utanıyorum.
Rahmetinin sağanağından beslenen ümît ve korku arasındayım.
Üşüyorum.
Davut’un esrarlı ilahileri, Musa’nın Yed-î Beyzâsı, Musa’nın kıvrılan Âsası gibi senden gelen her şeye ürperiyorum.
Masmavi göklerin derinlerine uzanan minarelerin şerefesine dokunuyor güvercin yüreğim. Uçup sana gelmek diliyor.
Senden gizli olmayan halimi sana anlatmaya, söylemeye utanıyorum.
Sen bana ne kadar yakın, ben sana ne kadar uzağım ALLAH’ım?
Nasip eyle ALLAH’ım o geceye düşür beni….
Beni Sana yakın eyle ALLAHım...
Halimi ahvalimi sana arz etmeye, sana gelmeye bir gece arıyorum…
Gecelerden bir gece arıyorum senden muştular getiren…


ALLAH’ım,


Bir söz düşür yüreğime ALLAH’ım, ruhumun vadilerine efsunkâr olsun, dile gelsin seccadem senin adınla çiçeklensin.
Ayaklansın cümle duygular.
Sıcak ve içli dualar, ruhumun düğmelerini iliklesin.
Ruhumun yalanı yok.
Bilirim ki ben söylemesem de içimdekileri bilensin.
Sözün tükendiği şu demlerde gönlümden güvercinler uçuyor senin dergahına.
Sözler var kör, sağır ve dilsiz bütün aydınlıklara...
Dünümü, geleceğimi bilir, ben kulunu kollar, gözetirsin.
En hakiki sevgili seni bellemiş, sadece sana bel bağlamışım.
Bu hayalhanesinde her şey hayal olsa da senin gerçekliğini tespih eder cümle kainat.
Her şeyin tek sahibi, tek taptığım, tek sevdiğim, tek aşkım, tek sevgilimsin...
Biraz kül biraz duman gibiyim Senin aşkınla.
Ruhumun bütün kapılarını Seninle açıyor ve Senin adınla başlıyorum nefes almaya.
Senin adınla gün ışıyor, ruhum aydınlanıyor.
Yüreğimde Sana gelen yolların önü açılıyor.
Mesafeler daralıyor.
Ruhuma düşen sese kulak veriyorum...
Bir ikindi vaktinde bir davetiye almak Senin makamından ve yollara düşmek sabah sisi gibi...
Sana gelmek duygusu bile şahlandırıyor gönlümün rahvan atını.
Dualarım dilekçe, ruhumu aşıyorum ve;
ALLAH’ım, diyorum.

Ey Güzel ALLAH’ım!


Beni sana yakın eyle…
Halimi, ahvalimi sana arz etmeye, Sana gelmeye bir gece arıyorum…
Gecelerden bir gece arıyorum Senden muştular getiren…
Nasip eyle ALLAH’ım, o geceye düşür beni…


ALLAH’ım,


Herşeyi birbirine müsenna yaratan ulu ALLAH’ım,
Bir köz düşür yüreğime Rabbim, Senin aşkınla yaksın beni.
Biraz kül biraz duman olayım.
Senin dergahının kapısı her dem açık.
Bütün eksileri, bütün yarımları ve bütün noksanları kuşandım, bilemedim..
Bizi yarımlarımızla, eksilerimizle, kusurlarımızla affeyle ALLAH’ım.
O ilk halimizi, “Kâlu Belâ” iklimini kuşanayım yeni baştan.
İzin ver, nasip eyle; akla karalarımızı, sağ alt yaralarımızı.
Menekşe kokulu bir sürur düşür zavallı yüreğime.
Vuslatın arifesinde, takvimi unutup sana ayaklanıyor ruhum.
Hayallerin ötesindeki güzelliği muştulayan davetine kulak kesildim.
Şafağın erguvani rengine çalıyor gözlerim.
Feylûle uykusuna dalan gözlere inat, hiçlik uykusuna dalan gözlerime yağıyor hüznüm.
Senin hasretinden ağlıyorum.
Sılamdan uzağım.
Kudretinden aşk fışkıran kelamın düşüyor bağrımın orta yerine.
Ellerimi Sana açıyorum...
Her şey Seninle başlıyor ve Seninle bitiyor.
Ey ruhumu onaran büyük ALLAH’ım, gelişlerim Sana, gidişlerim yine Sanadır...
Beni Sana yakın eyle…
Halimi, ahvalimi Sana arz etmeye, Sana gelmeye bir gece arıyorum…
Gecelerden bir gece arıyorum Senden muştular getiren…
Nasip eyle ALLAH’ım, o geceye düşür beni…

Alıntı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder